30 Nisan 2009 Perşembe

SONUNDA :)



Sonunda kargom geldi:)
Büyük bir sevinçle ve hevesle kavuştum siparişlerime...
Zuzularda evdeydi,paket açılıpta içinden tablolar çıktığında yüzlerindeki sevinci görmeniz gerekirdi...
Çok beğendiler,çok beğendim...
Primacım ellerine sağlık harika olmuşlar...
Hele yüzüklere bayıldım,çok isabetli bir seçim yapmışım...Tekrar teşekkür ederim...
Sırada aşkımın yüz ifadesi var? Alyansları görünce? Hadi bakalım:)

KARGOYLA BULUŞTURAMADIKLARIMIZDANMISINIZ?

Sevgili Prima'cım Salıdan kargoya verdi,böylece Çarşamba günü geleceklerdi...
Dün bütün gün evdeydim,bekledim yok...Mesajlar,telefonlar,yazışmalar...

-Evet bizde adresiniz var ama eksik hanım efendi...
-Nasıl olur? Daha önceki teslimatlarda da aynı adresti(Adres teyit edilir)
-Aaaa öyle gerçekten???!!!

Artık nasıl bir karışıklık oldu bilmem? Sormadım da fazla zaten...
Olsun dedik,bir gün sonra gelsin ne olacak? Geç olsun,güç olmasın...
Ertesi sabah zııır telefon...

-Alo hanım efendi ....Kargo'dan arıyorum,paketiniz var,adresinizi alabilirmiyim?
-???(içimden yaaa sabır)Adres tekrar verilir...
-Paketinizi Cumartesi günü teslim edeceğiz efendim...
-Neden? Niye cumartesi? Paket Bursa'da değil mi?
-Evet ama dağıtım listesindeki sıralama böyle, yarın da tatil vs.vs.vs.
-Peki ben gelip alsam yerinizi biliyorum çok uzak değilsiniz evime...
-Olur tabi 19:30 a kadar açığız...Paketiniz burada zaten.
-Tamam ben gelip alacağım..

3 saat sonra

-Merhaba ben Banu Durgunlu paketim vardı onu almaya geldim.
-Haaa hani şu adresi yanlış olan?
-(Yaa sabır!!!) Yaaa evet o!!!
-Getiriyorum, bir saniye...

5 dk.sonra

-AAA hanfendi sizin paket kargoya çıkmış,ama az önce çıktı...Hemen evinize giderseniz yakalarsınız???
-Ama paketin burada olacağını ve cumartesi teslim edeceğinizi söylemiştiniz o yüzden bende kendim almaya geldim...Niye Kargoya verdiniz ki???
-Hanfendi iyilik yaptım ben????

Bundan sonraki kısmı hatırlamıyorum!!!
Sanırım(ve umarım ki)teşekkür edip çıktım???
Ve yine yeni yeniden, çoooooooook sabırlı bir insan olduğuma karar verdim:))

Eve geldim baktım henüz 'bir gönderiniz var evde bulunamadınız' vs. yazısı yok...
Bekledim....Bekledim...Bekledim...Hala beklemedeyim:))

Kargo şirketine,oradaki aymaz çalışanlara sinirliydim haliyle ama şimdi yazarken rahatladım birisine anlatmış gibi oldum.(O birileri kimse artık:P)

Hatta keyfim öyle yerine geldiki,konuyla ilgili şarkılar bile var dilimde...

'Yollarına baka baka kaldıııı gözlerim....'

'Bekledim de gelmedin...Sevdiğimi bilmedin...'

'Ararım...Ararım...Ararım seni her yerdeeee...Sorarııımmmm?
Kargo şirketlerinde gönderim nerdeeeee?????' :)))))))))))

OFSAYT !



Ofsaytı bayanlara anlatabilmenin örnekli yolu...

Ucuzluktaki süper çantayı almak için Mango'ya girdiniz.
Sadece bir tane kalmış, o da kasanın(kale) hemen yanında.
Ama bu çantanın tek taliplisi siz değilsiniz.
Çantayı gözüne kestiren diğer bir müşteri(rakip oyuncu)de sizin hemen yanınız da bitiveriyor.
İkiniz de durumun farkındasınız ve hızla kasaya (kaleye) yöneliyorsunuz.
Tam o esnada; biraz önce bluz aldığınız Zara'da ödemeyi yaptıktan hemen sonra çalan cebinizi cevaplamak için cüzdanınızı çantanıza koymadan arkadaşınıza verdiğinizi ve onda unuttuğunuzu fark ediyorsunuz.
Bir yandan kasaya doğru koşarken diğer yandan da elinizi havaya kaldırarak arkanızda kalan arkadaşınızdan cüzdanı(topu) istiyorsunuz.
Öyle bir durumdasınız ki, rakibinizin gerisinde kalırsanız kasaya daha uzak kalacağınız için avantajınızı kaybedeceksiniz ama eğer arkaya geçmezsiniz arkadaşınızdan uzak kalıyorsunuz ve arkadaşınız da o kalabalıkta size cüzdanınızı fırlatamıyor, herşey bir an meselesi.
Bu durumda yapmanız gereken rakibinizin arkasına geçip cüzdanı (topu) almanız ve cüzdanı ele geçirdikten sonra rakibinizi geçmeye çalışmanız.
İşte ofsayt bu.
Top sana atıldığı anda kaleye rakibinden daha yakın olamazsın.
Anlamayan varsa bunun Versace'li versiyonu var :))))))


Son olarak;''Ofsayt aşka benzer, onu kimse tarif edemez ama görünce herkes tanır.. ''

Not:Ofsaytı anlayan ama anlatamayan birisi olarak çok hoşuma gitti bu yazı...
Hani belki merak edenler vardır...
Öğreneyim de eşime süpriz yapayım,onu şaşırtayım diyenler vardır...
Yada bana ne! Benim hayatım Ofsayt olmuş zaten diyenler bile vardır...
Bu çok gerekli? biligiyi siz nasıl ve ne için alırdınız?

Not'un notu:Bugün canım hiiiiiiiiç yazmak istemiyor...Hava güzel,güneş var...
İçim kıpır kıpır,ruhum huzurlu ve mutlu...Gözüm dışarıda,işim de var,çıkacağım birazdan,yani sanal hayattan gerçeğine geçiyorum bugün...
Dönünce de sizdeyim inşallah...

GÜNAYDIIIIINNNNN:)

Yıllar önce bu güzel şehri gezme şansım olmuştu...Daha lise çağlarımdaydım hem de...Unutamadağım tek şey,aynen bu fotoğraftaki gibi Tekirdağa hoş geldiniz yazısını görür görmez burnumuzun direğini sızlatan rakı kokusuydu...İlk girişte rakı fabrikası vardı ve şehir buram buram anason kokuyordu resmen.
Rakıyı sevmem ama kokusuna bayılırım...Ne bileyim aklımda kalmış işte bu fotoğrafı görünce de yazdım gitti...Ne işime yada ne işinize yarayacaksa? :)

29 Nisan 2009 Çarşamba

HAYAT BÖYLE BİR ŞEY İŞTE...

3 saat önce şehitlere üzülmüştüm,keyfim kaçmıştı...
Hava kapalı,içim kapalıydı...
Hava yağmurluydu,gözüm yaşlıydı...
Ve ben evde tek başınaydım...

Sonra, telefonum çaldı,özgür ruhum aradı...
Ve bir haber verdi ki,evlere şenlik???
Mahfoldum heyecandan...Ama güldü yüzüm...
Şimdi 2 saatten beri,gelecek 'o günü' düşünüyorum...
Aklıma geldikçe de, durup durup gülüyorum...

Dedim ya,ben evde tek başıma...
Hani şu halimi, bir gören olsa?:))))

KOZAK YAYLASI ve ATAM ve ŞEHİTLER ...


Kozak Yaylası Ayvalık ile Bergama arasında uzanan ve birkaç küçük yerleşim yeri.Issız sayılabilecek orman alanı içinde,yol kenarında Atatürk Heykeli ve hikayesi...Sühan ŞEN adlı bir doğa sever yörede gezerken yol kenarında büyükçe bir taş görünce oraya bir Atatürk heykelinin çok anlamlı olacağını düşünüp yakındaki köyde arazinin sahibini bulmuş. Araziyi kendisine satmasını istemiş. Yücel KORAY isimli arazi sahibi ne yapacaksın diye sormuş. Amacını anlatınca, oraya heykel yapacaksan bende araziyi satmam arazisi de benden olsun diye cevap vermiş.
Sonunda yakın zamanda vefat ettiği bilgisini aldığımız ünlü bir heykeltraşa heykel yaptırılıp, yerine konmuş...
Sizce de BENİM HALA UMUDUM VAR!için harika bir örnek değil mi?
Helal olsun yapana da,yaptırana da...

'KEMALİZM,GEÇMİŞİN BEKÇİLİĞİ DEĞİL,GELECEĞİN ÖNCÜLÜĞÜDÜR!' Ahmet Taner Kışlalı


***

Ve az önce duydum...Keyfim kaçtı...
İki gün önce şehit olan polisimizin kanı ve minik kızlarının göz yaşları kurumamışken hala...
Şimdi de 9 asker şehitimiz var.Rabbim mekanlarını cennet etsin,ailelerine sabır versin:(

''yaralanmış temiz alnından uzanmış yatıyor;
bir hilal uğruna ya rab, ne güneşler batıyor!''

28 Nisan 2009 Salı

YORUMSUZ:)


Mutluluk neydi? :P

SEYİR DEFTERİ: ERKEKLER NE SÖYLER? KADINLAR NE ANLAR?

4-5 yaşlarında iki çocuk parkta oynamaktadır... Erkek çocuk, kızı "Köpek suratlı, seni sevmiyorum, pis kokuyorsun" diye itekleyerek yere düşürür. Kız, ağlaya ağlaya annesinin yanına gider,olayı anlatır. Kadın kızının yüzüne gülümseyerek bakar ve "Aslında o seni seviyor, sevgisini göstermenin yolu olarak seni itti" der.

Evet film böyle başlıyor...Klasik kadın-erkek ilşkilerin de, önce anne-kız,
sonra da kız arkadaşlar arasındaki dayanışmayı ve avutma amacıyla söylelenen minik yalanlarla büyüyen kızların yetişkinlikteki serüvenlerini anlatıyor...
Kadrosunda bir çok ünlü kadın oyuncuyu barındırsa da,film genel itibari ile erkekleri beyaz atlı prens yapma çabasında ve film deki bazı kadın karakterlerin erkek takıntısı ile bunu yer,yer de başarıyor...
Sevgili bulma ve evlenme,kadınların tek amacı...O yüzden karşılarındaki erkeğin her davranışından veya sözünden bir anlam çıkartma ve bunun üzerine saatlerce konuşma eğilimindeler?Kimi evlenme,kimi sevgili bulma,kimiside evliliğini koruma çabasında...
İşin garibi-erkekler için- evlilik bir ceza iken? (sadık olma!vs.)
Onların kurallarına boyun eğen ve ne istediklerini anlayan şanslı? kadın azınlığı evliliğe hak kazanıyor?
Yani ilk başta,'erkekleri anlamak' ve 'elde etmek' üzerine kurulu gibi görünse de,kadınların düştüğü komik durumlarla, aslında bol bol erkek egosu şişirilmiş bir film diyebilirim...
Ve şuna da eminim ki...Kadınlar ne söyler? Erkekler ne anlar? diye bir film çekilse hem konu zenginliği,hem de anlam bakımından daha iyi olurdu:))

Son olarak,izlenilip hoşça vakit geçirilebilecek bir film...Ben Affleck, Jennifer Aniston, Drew Barrymore,Jennifer Connelly, Scarlett Johansson gibi birçok tanınmış oyuncuyu bünyesinde barındırıyor ve bu anlamda keyifli bir seyirlik oluyor. Tanıdık yüzler, güzel oyunculuklar ve tanıdık durumlar???
Zaten bizi hem kızdıran ,hem de güldüren ah! o tanıdık durumlar:)

27 Nisan 2009 Pazartesi

...

Özetin özeti olsun bu...
Güzel geçen bir hafta sonuydu...Zuzularla bayram tadında geçen günler,dostlarla keyifli sohbetler,aile büyükleri ile yenilen lezzetli yemekler,her şey kararında ve tam da olması gerektiği gibiydi!
Dünden bu yana ancak fırsat bulabildim not düşmek için,zira dün akşam da gece 02:00ye kadar zuzuların her biri 40 sayfalık olan değerlendirme formlarını doldurduk eşimle.O da ayrı bir yazı konusuya neyse şimdilik hiç girmemeyim o mevzulara,oldum olası sevmemişimdir psikolojik çözümlemeleri veya değerlendirmeleri,hele söz konusu çocuğunuz ise onu sizden daha iyi kim tanıyabir ki? Haa şimdi böyle yazdım diye yanlış anlaşılmasın bir problem yok çok şükür,ikisi de zehir gibi:)Haklarında bilmediğim farklı bir şey duymadım yani...
Kimseye hayır diyeme me gibi bir problemim olduğu için biraz da zorunlu olarak katıldığım bir etkinlikti!O seromoniden sıkıldım,formlar,video kayıtları...Gönüllü denek gibi hissettim kendimi ve huzursuz oldum.Neyse geçti,bitti...
Ama yine de okullarında annelerini ağırlamanın sevincini yaşayan yavrularımın yüzündeki mutluluğu görmek için herşeye değerdi:)
Böyle işte...Aklımdaydı unutmadan yazdım gitti..

MÜPTELAYIM SANAAAAAA....

Kaç gündür yazmadım,yazamadım ya???
Aaaa??? bir zor geldi başlamak? Şaşırdım???
Hatta....Oyyy Dıkkkannndımmm:)

İnsan bir garip oluyor?
Başka blogları okuyorsun mesela,başka hayatları yaşıyorsun bir anlamda...
Onlarla sevinip,hüzünleniyor,yeni yerler,yeni tatlar,yeni hayatlar keşfediyorsun...

*Aaaa Semra'nın yakışıklıları hasta olmuş:(
*Mehtap'ın okuduğu veya Kitap Kurdu'nun tavsiye ettiği kitap alınmalı...
*Ya da Flame'in izlediği filmde güzelmiş,minik adamı döktürmüş yine,ince ruhlu çocuk:)
*Hımmm Nilaycım bu tarifte süper denemeli.
*İçimden Geldiği gibi,sevgili'Seviyeli sanal bilgi bankası':)döktürmüş yine,bak bunu bilmiyordum ben?
*Lale ablacım, gezmiş görmüş dostlarla yemiş içimiş ohhh sefası olsun...
*Gece,bilgisayar ve blog sayesinde anlam kazandı,Wordless Sunday'lerde öyle...
*Çiçeğim ve Sebla'cım...Gün sayıyorlar hasretle!Şafak kaç kaldı kızlar?:)
*Özii,insanın kendi duygularını-iyi veya kötü- bir başkasında görmesi ve böyle yakın hissetmesi çok rahatlatıcı...
*Handan,kısa ama öz...Tıpkı hayat gibi...Beni hep bir şekilde gülümsetiyor...
*Aysema hn...Sevgili öğretmenim...Her öğretmenim gibi,sizden de çok şey öğreniyorum.
*Elçin'lerim:)
Ve sayfamda Konu/Komşu başlığı altındaki tüm dostlarım...

Fark ettim ki...BBG evi vs. programları izleyenleri hor görmemek ve büyük konuşmamak gerekiyormuş şu hayatta....
Fark ettim ki...Gözetlemenin de ayrı bir tadı varmış...Yazamadım ama hepinizi okudum kaç gündür...
Fark ettim ki...Alışkanlıklarımdan yani sizlerden kolay kolay kurtulamıyorum ben:)

Ve...Fark ettim ki...

Bu günde uzun uzun yazamayacağım:)))Çünkü çıkmam gerek,zuzularımın okulunda bir test var bugün?Yıllar sonra yeniden test çözeceğim heyecanlıyım:)
Ama dönüşte,kısa bir 4 gün özetine....
Seyir Defterinde 'Erkekler ne söyler?Kadınlar ne anlar'ın tarifine...
İç Sesimden cümlelere ve hayatın gerçeklerine değineceğim inşallah...
Ay pek bir reklam gibi oldu ama olsun...
Bu mudur?Budur!!!!Döndüm ben:)))

Haaa bunları yazarken de...Dilimde eskilerden Harun Kolçak'tan bir şarkı...MÜPTELAYIM SANAAAAAAAAA:))))))))))))

23 Nisan 2009 Perşembe

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI... TÜM ÇOCUKLARA KUTLU OLSUN !



Zuzular tatilde,yani bugün ve yarın evdeler,e zaten hafta sonu da var...
Hava müsait olursa kutlamalara götürmek istiyoruz onları...Olmazsa da biraz evde,biraz dışarıda kapalı mekanlarda gezecek ve kutlayacağız 23 Nisan'ı...
Evde onların sevdiği, kurabiye vs.şeyler pişecek bugün...
Oyunlarına ortak olacağız anne baba olarak...
Günlerdir o minicik ağızlarından büyük bir hevesle ve gururla dinlediğimiz ve her Atatürk,Egemenlik,meclis vs.kelimelerini duyduğumuz da 2 damla gözyaşını hazır ettiğimiz,23 Nisan şiirlerini ve şarkılarını dinleyip onlara eşlik edeceğiz...

Türk bayraklarımızı da astık...Ve yine yeni yeniden.Bıkmadan usanmadan,gururla ve hevesle yüce Atatürk'ü,hayatını,devrimlerini,zaferlerini,Atatürk olmasaydı? ne olurduyu,günün anlam ve önemini,onların anlayabileceği bir dille anlatmaya devam edeceğiz...
Belki de,özellikle son günlerde Atamıza olan büyük özlemimizi bu bahaneyle biraz giderip, çocuklarımız sayesinde de, gelecek için ümitleneceğiz...

Yani gündem yoğun...O yüzden bir müddet ben buralarda yokum...
Aşağıda oğlumun ve kızımın aynı anda koro halinde son ses:)söyledikleri 23 Nisan şarkısından bir kaç satır.

23 Nisan da bir güneş doğdu...Karanlığı bir anda,yok ettik onu...
Bugün Ankara da Meclis kuruldu...Ulusum kendine Egemen oldu.
Türklerin karada bahtı açıldı...Bir bayram sevinci yurda saçıldı...


BUGÜN 23 NİSAN...BUGÜN ATATÜRK ÇOCUKLARININ, ATA'NIN ÇOCUKLARININ GÜNÜ!
TÜM ÇOCUKLARIN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI KUTLU OLSUN !

22 Nisan 2009 Çarşamba

BÜTÜN ELİF' LERİ SEVİYORUM:))



Ben boşuna kızımın adını Elif koymadım:))İşte hayatıma neşe katan,keyif katan bir Elif daha:))

Gönlü güzel,yüzü güzel,yaptıkları güzel arkadaşım...Ne diyeyim? ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM:)

Gök gürültüsünden gerilmiş,elimde çayım bir köşeye sinmişken,ilaç gibi geldi hediyelerim...Hepsine bayıldım çok beğendim...Sevgili ELİF Sayen de,zevkle kullanacağım keçe güllerden yapılmış harika bir yaka iğnesine,anahtarlığa ve turkuaz taşlı çok şık bir yüzüğe sahibim...
Notlar:
1-El yazının güzelliğine vuruldum...Ne kadar incesin...Ve evet elbetteki ben de tanışmak ve en yakın zamanda ziyaret etmek isterim...
2-Yüzüğümü taktım,fotoğraflarda güzel çıksın diye birde krem sürdüm ellerime.Ama öyle heyecanlandım ki,sehpamın üzerini bir hayli krem lekesi yaptım fotoğraf çekerken:)
3-Mektubun da belirttiğin amacına ulaştın sevgili Elif...Beni çok mutlu ettin:)
Tekrar TEŞEKKÜR EDERİM...

GÖK GÜRÜLTÜSÜ ve KABAK ?

Mutfaktayım bir yandan yemek yapıyorum...Bir yandan gökyüzünde çakan şimşekleri takip ediyorum...Ne kadar hızlı çakarsa o kadar kuvvetli gümbürdüyor çünkü gök yüzü.
Ve ben bu yaşımda hala ve hala gök gürültüsünden ürküyorum:(
Dolma yapıyorum akşama,ayıptır söylemesi Kabak Dolması...Kızım bayılır:)
Dolmaların içini oyup çıkarıyorum,ama atmıyorum...Diyette olmasam mücver yapardım...Kızartırdım mis gibi...Ama olmaz...O yüzden atmasyon bir tarif uyduruyorum...Dedim ya atmasyon yani, olmazsa atıyon:p
(2.bir emre kadar espri yapmam yasaklansın benim bu ne yaa?)
Ama elinden 'bir uçan bir de kaçan' kurtulan bendeniz çok lezzetli,hiç yağsız,tam diyetlik bir şaheser yarattı ve bunu elbetteki diyette olduğunu bildiği ama diyete devam edip etmediklerinden emin olamadığı?diğer blogger dostlarıyla da paylaşmaya karar verdi:)

Fırında sarımsaklı kabak içi

Malzeme:
4-5 kabağın içi
250 gr.Taze veya eski kaşar peyniri rendesi
1 kafa taze sarımsak
kırmızı biber,karabiber,tuz
Yarım demet tere otu...
Yapılışı:Bütün malzemeleri blender ile çekin,yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisinde 20-25 dk.180 derecede pişirin...Afiyet olsun...
Not:Foto yok,baştan yazmayı hiç düşünmemiştim,o yüzden fotoğrafını çekemeden,nasıl gözüm dönmüşse bir hayli yedim.Kalan kısım da pek çekilecek gibi değildi.İdare edin:)
Atam küsmüş gibiydi sanki,sırtı dönük,yüzü başka yöne çevrili...
Oysa o yüz değilmiydi? Yaşanan bunca çarpıklıklara,haksızlıklara direnmemizin...
Ve hala! ümidimizi kaybetmememizin yegane sebebi...
Fotoğrafı bile titretmeye yeterken içimi...
Küstürürmüyüm ben hiç Atamı?
Değişiklik şarttı...İyi oldu böyle iyi...

TEGV & BENİM HALA UMUDUM VAR !


benim hala umudum var
isyan etsem de istediğim kadar
inat etsem bile bırakmazlar sahibim var
benim hala umudum var
seviyorlar bazen soruyorlar
hayran hayran seyret
ister katıl ister vazgeç

güzel günler bizi bekler
eyvallah dersin olur biter


Her şarkı,aşk meşk ikili ilişkileri hatırlatmaz insana...
Zaten,her şarkı veya şiir aynı duyguyu da vermez insana...
Önemli olan sizin o andaki ruh haliniz...
Ve o ruh halinizi yansıtacak kelimelerinizdir...
O yüzden güzel ülkemde son günlerde yaşananlara inat...
Bağıra bağıra söylemek gerekir...

BENİM HALA UMUDUM VAAAARR!
İSYAN ETSEM DE İSTEDİĞİM KADAAAR!!!

Bir çocuk değişir,Türkiye değişir....
Ve o çocuğun değişmesi için hepimizin desteği gerekir...
(22 Nisan,Saat:23:00,KanalD)

21 Nisan 2009 Salı

ELİFCİK...


Elif
Gözlerin bal, dilinden sızar
Elif, Elif, Elifcik

Nâzın söz olur, haset çatlar
Seni kim sakınır, kim korur
Elif, Elif, Elifcik

Endâmın âkla zîyan
Kem göz çekermiş, çeksin
Hasede bir üflesen yeter
Elif, Elif, Elifcik

Saçlarını rûzgâr tarasın
Tenini yağmur yıkasın
Elini değdiğin yer çiçek açsın
Adını sen koy ki yakışsın
Elif, Elif, Elifcik

Dilini şarkılar, türküler süslesin
Ne söylesen, sevgiyle bitsin
Üstünü gece yıldızlar örtsün
Elif, Elif, Elifcik

Ay, masallar anlatsın düşünde
Gün, güne eklensin gülüşünle
Elif, Elif, Elifcik

Ab-ı hayat’a usaresin
Elif, Elif, Elifcik

(Şiir:Celâlettin Çevik)

20 Nisan 2009 Pazartesi

İÇ SES ve BEN... BEN ve İÇ SES

İşte geldim...Gariptir yorgunluğum devam ediyor...Sanırım bu vücut yorgunluğundan ziyade bahar yorgunluğu...Eskiden olmazdı böyle? Ne bahar? Ne kış? Etkilemezdi beni...Ya da etkilerdi de ben mi fark etmezdim acaba? Bilmem?
Tek bildiğim... Her yanımın ağrıdığı...

Aslında 'Bahar'ın suçu yok,senin başının altından çıkıyor bunlar' dese de İÇ SES'im...
Duymuyorum,dinlemiyorum onu? O da biliyor ya bu huyumu,ondan kızıyor ya zaten bana, ve bana benden yakın olmanın avantajı ile kakıyor kafama...

-Biliyorsun biliyorsun diyor...Biliyorsun ama işine gelmiyor!!!
Durup dinlenmek yok maşallah! Ne evde,ne dışarıda!
Aman sen hiç bir şeyden eksik kalma!!!

Yok çocuklarının drama kursu(ki hayatın drama olmuş!)

Yok 23 Nisan Kutlama partisi(Her şey çocukların için dimi? Hadi ordan!Çocuklardan çok sen oynadın!:)

Haa,az yorulmuştun akşamına da Yaşar konseri(Yaşar ne yaşar ne yaşamaz da!Sen bu gidişle pek yaşamazsın!)

Gece 02:30 da yat,pazar sabahı erkenden kalk...Çocukları,kendini,eşini hazırla...Haydi hooop apartman komşularıyla Brunch'a!(Evde yap kahvaltını da bir otur dimi!)

Ordan ayrıl eve gel... Zırrr telefon,misafir???

Hoppalaaaa...Acil durum...Malum ev hali, üstelik pazar günü hali.En acilinden ev topla!Süpür,toz al,ev halkından yardım al.(Neyse yetişti.Bravo artık bir madalya alırsın!)

Koştur işi gücü yetiştir ama son anda fikir değiştir ve gelen misafirlerle birlikte parka git! (Ne oldu? Ev boşuna temizlendi.Yani misafir gelmese,bizi idare ederdi)

Hooop değiş ton ton!Maksat zuzular bisiklete binsin,kumlarla oynasın...Sen de çay bahçesinde otur,muhabbet et..

Akşam eve gel,çocuklar banyoya,ütüler,çanta hazırlığı,akşam yemeği,uyku öncesi faslı,uyuyan zuzular,çay faslı,film faslı,kocaya daha bir şirin şirin bakıp,masaj ve kas gevşetici sürdürmek için sırnaşış faslı...

Ömür böyle geçer gider, fasıl, fasıl...
Öl,bit,yorul!Bana ne???
Ama sonra bir de gelip bana,oram buram ağrıyor diye ağlama!!!



Ve ben içten içe,İÇ SES!ime hak da versem...Vazgeçemiyorum bu huyumdan...
Ne yapayım? Kendimi bildim bileli hep hareketli bir yaşantım oldu benim...
İsteyerek mi? Kader mi bilmem?
Tek bildiğim... İster misin? Diye sormadıkları...

Amaaaan neyse ne! Seviyorum ben hayatımı!
İÇ SES'de benim, keyif de benim!

Ohooo biz boşuna konuşmuşuz saatlerdir:( Ne çekiyorsan kafandan çekiyorsun sen!


Hışşşt!İÇ SES!
Yeter artık sen bir sus bakiiim!!!

SENDROMUN HASI...



Yoğun,yorgun ama çok mutlu geçen bir hafta sonuydu...
Fırsat bulursam bir ara ayrıntılı yazarım inşallah?

Onun öncesinde,bizi güldüren bir karikatür ve,
sendromun hasını yaşayan bir adamla ilgili kısa bir yazı gelsin ve sizi de gülümsetsin:)
Umarım herkesin haftası güzel geçer.

Sorgulama

Amirim, adam suçunu itiraf etmiyor.
Biraz zorlasaydınız?
Çok zorladık efendim ama kar etmedi.
Aynı soruları tekrar tekrar sordunuz mu?
Evet
Aralıksız hiç durmadan suçladınız mı?
Evet
Alakasız konularla bağlantı kurup adamı aşağıladınız mı?
Evet
Kaç saattir sorguluyorsunuz?
2 gündür
Allah Allah nasıl dayandı peki?
Adam evli, efendim:)

19 Nisan 2009 Pazar

Yorgunum...
Ama...
Mutluyum:)

17 Nisan 2009 Cuma

ŞİİRİM GELDİ BIRAKIN BENİ...

Müjdat Gezen,Savaş Dincel,Rutkay Aziz ve Mustafa Alabora...
Şiirin,sanatın,tiyatronun hakkını fazlası ile veren harika adamlar...
ŞİİRİM GELDİ BIRAKIN BENİ...Günüme anlam katan harika bir klip olmuş...
Müjdat Gezen'in deli yüreğime,yorumuna...Rahmetli Savaş Dinçel'in Şizoşems'ine,yorumuna ve oyunculuğuna...Gözümde her daim adam gibi adam olan,Rutkay Aziz'in o harika ses tonuna ve Adam'ına...Ve Mustafa Alaboranın ilke'sine... Hepsine bittim,bayıldım...Postuma ekleyemedim videoyu...Onun yerine yan tarafa sayfama ekledim...Zaten kalsın bir müddet orada...Uzunca bir süre bıkmayacağım kesin...Lütfen sizde seyredin...Pişman olmayacağınızı garanti ederim...
Herkese, şiir tadında romantik bir hafta sonu dilerim:)


şiirim geldi bırakın beni
bir kibrit farz edin ve yakın beni
bir ceketmiş gibi askıya takın beni
bir çiviymiş gibi duvara çakın beni
şiirim geldi bırakın beni


şizoşems
böyle zamanlar tehlikelidir şemsettin
ya gel cebime saklan, ya bırak şapkana saklanayım
kim vurduya gider insan
fırsat yok ki kendimi savurup aklanayım.
bi ara sen de, biliyorum, kedilerden korkuyordun
çünkü kendini işkembe zannediyordun
öyle bir şey ben de atlattım
iskemle sandım kendimi bi’ süre
üzerime oturacaklar diye korkulardaydım
ama sonra yırttım şemsettin
kendime telkinler yaptım sen iskemle değilsin diye diye
inandırdım kendimi.
sana hak vermiyo değilim ama şemsettin, zaman kötü,
aslında ne sen, ne ben ikimiz de deli filan değiliz
herkes oynatmış.
sadece sen ve ben normaliz.
aman şemsettin laf aramızda…
laf aramızda…
laf aramızda…
şemsettin, laf aramızda kaldı çıkamıyor, kendini ifade edemiyor bir türlü
aman çok dikkatli olalım şemsettin
sen de fark ettin
zaman kötü
en iyisi biz işi deliliğe vuralım
sen kedilerden kork, işkembesin diye
ben insanlardan korkayım, iskemleyim diye
ve iskemle üzerinde işkembe, çarşamba, perşembe…
gün say şemsettin gün say
çünkü nasıl olsa bir gün gelip bizi alacaklar
bu işten yırtmak için saat numarası yapalım
sen yelkovan ol, ben yengeç
sonra onlara tek cevap verelim
vakit çok geç,
vakit çok geç,
vakit çok geç şemsettin, geldiler.

deli yüreğim
oy benim deli yüreğim, az çektirmedin bana
gün geldi kuş oldun zıpladın daldan dala
artık yoruldun mu nedir yüz vermiyorsun dallara
oy benim deli yüreğim, ne diyeyim ben sana

adam
ne zaman adam gibi adam oluyor insan?
çok gezdiğinde mi? çok gördüğünde mi? çok bildiğinde mi?
çok ünlü, çok zengin olduğunda mı?
çok sevildiğinde mi ?
yoksa bunların hepsi bi kenara; adam gibi sevdiğinde mi?

babam
babam çok iyi adamdı
daha doğrusu babam adamdı

ilke
ilkelerin olacak.
seni satın alamayacaklar.
aptalların uydurduğu atasözlerine inanmayacaksın.
“paranın satın alamayacağı yoktur”, “herkesin fiyatı vardır” gibi sözlere kanmayacaksın
onurunla, kimliğinle ve beyninle akıllı yaşayacaksın.
üreteceksin, seveceksin, sevileceksin
inançlarının arkasında duracaksın
sevgilerin karşılıksız
yardımların gizli olacak
seni; attan, ottan ayıran özelliğin farkına varacaksın
çünkü sen insansın
ve bunu yakaladığın gün bembeyaz yaşayacaksın

şu dünyadan çekip gitmek var ya
bu ne ya.

BU MUDUR? BUDUR! :))

Yarın...
Sabah;Anne erkenden saç baş işlerini halletmek üzere kuaföre...
Öğlen;Zuzuların drama kursu için As Merkeze...
Öğleden sonra; Zuzular ve anne,baba,23 Nisan kutlama partisi için Arslanlar clup'e...
Akşam; Zuzuların annesi ve babası:)) dostlarla birlikte,önce kahve Lata'da keyifli bir akşam yemeğine sonra da Suarede Yaşar konserine...
Bu mudur?.... Budur!:)

BRAHMANİST DURUMLAR...

Yer :Kuaför salonu
Kişiler:Müşteri ve kuaför...
Durum :Kadın,dip boya için kuaförde ve elinde,Elif Şafak'ın Aşk'ı...Kitabın sonların da heyecanla okumaya çalışıyor...Ama ne mümkün!!!
Konuşma:
Erkek :Hoş beş,siyaset,politika,erKENEkon,kriz...vs.vs.vs.
Kadın :Gözleri kitapta,3 satır okuyup arada konuya katılıyor...Ama canı hiç konuşmak istemiyor...Aklı Şems'te,Rumi'de Ella'da,Aziz'de...Sabırrrr, sabırrrr, sabırrrr!!!!
Erkek :Biliyor musunuz?Size çok ilginç bir şey söyleyeceğim??
Kadın :Dinliyorum...
Erkek :Dünyada bir tek Tibet Öküzünün ön kılları,insan saçına %99 oranında benzerlik gösterirmiş?
Kadın :Hııı,ne kadar ilginç!?(içinden öfff!!)
Erkek :Öyle değilmi?Sonra daha neler var...Vıdı vıdı vıdı......
Kadın :(İçinden) offfff!!!!Allahım sen bilirsin!!!!
Erkek :Ha birde şu vardı...Derken...
Kadın :Aaa bak şimdi,siz böyle öküz vs.örnek verince aklıma geldi. Çok komik geçen gün eşimle çok gülmüştük,....bey size de söyleyeyim...
Erkek :Merak ettim nedir?:)
Kadın :Bana gelen bir maildi ve şöyle yazıyordu...
HER KADIN,HAYATININ BİR BÖLÜMÜNÜ BRAHMANİST OLARAK YAŞAR...
ÇÜNKÜ...
MUTLAKA BİR ÖKÜZE TAPMIŞLIĞI VARDIR:):):)
Erkek :Hııı güzelmiş...
Kadın :Öyle değil mi?:)))))
Sonrası: Uzuuuuuun bir sessizlik ve huzur:))))))

16 Nisan 2009 Perşembe

SARI SAÇLIM MAVİ GÖZLÜM...NERDESİN?

Bugün sevgili,Öykü'nün ricasına bende zevkle eşlik ediyorum...Sayfamda ve yüreğimde her daim var olan Atatürk'üme...Saygıyla ve ÖZLEMLE!
(Lütfen yandaki videoyu oynatınız)

Sana Hasret Sana Vurgun Gönlümüz
Neredesin Mavi Gözlüm
Nerde Nerde Nerdesin Dost
Bu Gemi Bu Karadeniz
Sarı Saçlım Mavi Gözlüm
Nerde Nerde Nerdesin Dost

Ararım İzini Dolmabahçeden
Bir Daha Dönmezmi Bu Yola Giden
İçimde Sen ,Gözümde Sensarı Saçlım Mavi Gözlüm
Nerde Nerde Nerdesin Dost

Kurban Olam Yürüdüğün Yollara
Kara Peçe Yakışmıyor Kullara
Uyan Bak Bizim Hallara
Sarı Saçlım Mavi Gözlüm
Nerde Nerde Nerdesin Dost

Bulutlar Terinden, Dağlar Kokundan
Sarhoştur Sevdiğim Mahsuni Bundan
Bir Daha Gel, Gel Samsundan
Sarı Saçlım Mavi Gözlüm
Nerde Nerde Nerdesin Dost

AH YALAN DÜNYA...

İnsan zekası,insan becerisi,insan hayal gücü...Daha neler göreceğiz kimbilir?
Dubai'deki Palmiye adası...Denizin doldurulması ile oluşturulmuş suni adalar...
İçinde bir tatil köyü ve tatil köyünün içinde de 65 bin deniz canlısının yaşadığı dev bir akvaryum...Sonra evler,son derece lüks...En önemlisi,her evin sahili var...
Ooff off..İnsan böyle fotoğraflara bakınca vay be!diyor nasıl yaşıyor insanlar?Ama,gel görki,gönül istemiyor...
Yok vallahi benim ki öyle 'Kedi uzanamadığı ciğere mundar der' hadisesi değil...
Ben ada'da yaşamak düşüncesini korkutucu bulurum da ondan...
Ne öyle 4 tarafı su...Bir Tsunami,bir gel git vs. felaket??? Hadi gittin:(
Bulunduğum kara parçasının illaki ana kara ile bir bağlantısı olacak...Yoksa çok huzursuz oluyorum ben...Garip ama durum bu?
Ha bu kadar şeyi düşünen,tsunamiyi vs.yi de düşünmüştür ve onlara karşı da bir çare bulmuştur elbet ama ben bilmem ve riskede girmem,kanıt getirin bana yoksa dünya da bedava da verseniz oralara gelmem:))
Vallahi,kedi-ciğer meselesi değil:P Allah Alllaaaahhhhh:)))))







***







Ve Burj Dubai....Dünyanın en yüksek binası...801 mt.
Resimlere bakın...Bulutların üzerindeki yaşamı,dünyanın yuvarlak olduğunu ve sağ üst köşeye dikkatlice bakarsanız neredeyse dünyanın döndüğünü görebilirsiniz....


15 Nisan 2009 Çarşamba

ORTAYA KARIŞIK 3 DURUM...

Sabah yağmur vardı ama olsun...Bahar yağmurları bunlar geçer gider...
Yağmur ne ki?...Yeter ki güneş terketmesin beni...

Dilimde de Sezen'im den bir şarkı...
Geçer geçer daha öncekiler gibi...Bu da geçer....
Neler? Neler? geçmedi kiiii:)

Geçenler ne ki?... Yeter ki,onurum,gururum terk etmesin beni...
Bunlar ne ki?

***
Bugün...
Önce resmine dokundum...Kokunu düşündüm...
Sonra yanına gittim elimi uzattım...Sana dokundum...
Ellerimin titredi... Sana o kadar yakındım ki...
Makas alır gibi aldım bir parça o yanık teninden...
Dudaklarım da eridin bittin anın da, ateşimden...
Her zaman ki gibi, ufak bir parça aldım yine senden...
Minik parçalarında buldum, huzuru ve mutluluğu...
Çünkü seninle çoşturdum içimdeki serotonin hormonunu:)
(Çikolataya methiye:)

***

Gece geç yatınca...Sabahın bir körü kalkınca....
Yani...' Gündüz insan,gece hırt' olunca:))
Uykusuzluğun öcünü alan göz kapakları açılmayıp,tek gözü kalmış canavar misali ortalıkta dolaşınca...
Neden ayırdın bizi diye sitemkar ve hüzünlü bakan kirpikler zorla aralanınca...
Ve o kirpiklerin sahibi sabahın bir körü,uykusuz haline rağmen,kendini aynada görüp beğenip yine yeni yeniden vurulunca? :P
E haliyle, Narsist ruhum bu durumla çoşunca...
Evet! Yine yeni yeniden karar verdim...
Her halimle,seviyorum ben kendimi:)))

ps:'Gündüz insan gece hırt' sevgili abimin cümlesidir...
Meali:Gündüz normal insan,gece uyumayan kurt adam filan tarzında:)))

14 Nisan 2009 Salı

TÜRKİYE HİÇ BÖYLE POZ VERMEDİ...

Türkiye hiç böyle poz vermedi...
Fotoğraf seviyorsunuz...E Türkiyeyi de seviyorsunuz...
Yapmanız gereken tek şey,aşağıdaki linki tıklamak ve sayfalar arasında kaybolmak...
http://www.alpalper.com/kitap/kitap.html

KIZ BABASI...


He he he :)))
Kız babasıııı....
Oku,oku da öğren:))))

KON-DURAMADIM!!!


Keşke yandaki foto gibi,espri konusu yapabilsek olayları:(
Dün izledim yine dehşet ve üzüntüyle...Konduramadım!!!...İnanmadım!!!Üzüldüm...Kızdım...En çokta ömrünü çağdaş Türkiye için harcamış,yıllarca(ve halen)beter bir hastalıkla savaşmış,sadece yaşı itibari ile bile saygıyı hak eden o harika kadının haline...
Hele bir de dedi ya 'Bana yapılana kızmam ama inşallah aşk mektuplarımı almamışlardır'diye... Kadınca bir yakınlıkla daha da sızladı yüreğim...
Ne diyeyim??? Yazık...Çok yazık:((

13 Nisan 2009 Pazartesi

UUUUPPPSSSS ???

UPPPSSS 1- Çok pardon,tamam,kızmayın:)))
İlk defa bir postuma(alttaki)yorum gönderilmesini engelledim...2 saat içinde mailler gelmiş sizlerden neden yorum yazamıyoruz diye? Canlarım,dostlarım...Sizin yorumlarınıza değer vermediğimden değil,yazılan postun konusunun değersizliğinden...Uzamasını istemedim o kadar...Birde,tekrar eski haline nasıl gelecek onu bilemedim,çok da uğraşamadım vs.vs.vs:P

UPPPSSS 2- Sevgili Dilek de ödüllendirmiş beni...Smart Blogger ile...Canımmm...Geç gördüm,özür dilerim...Zevkle aldım efendim,teşekkür ederim :))

UPPPSSS 3- Az önce tartıldım,bir de baktım 3,5 kg.gitmiş???
Nasıl yaa? Vay be? Aslanım ben,filan derken farkettim ki,tartı'nın ayarları bozulmuş.Sabah Oğlum kurcalıyordu zaten:(
Neyse düzelttim, tekrar tartıldım 2 kg.gitmiş,olması gereken kadar yani...He he :)

MANOLYAM...

Pazar sabahı, fidan dikimi için dostlarla buluşmak üzere erkenden çıktık evden...
Fidanlarımızı diktik,muhabbet vs.den sonra dönüşe geçtik...

Hava güzel,doğa güzel,her yer yem yeşil,fışkırmış yeşilin binbir tonu ağaçlar da,yerler de sarı sarı çiçekler...Bu görüntülerle daha da çoştu içimiz:)
Ne yapmalı? Bu hava da eve dönülmez,kapalı mekana hiiiç gidilmez(koca kış bıkmışız zaten,aynı yerlerde,alışveriş merkezlerinde gezmeye)İstikamet,dağ yolu...Mekan seyri-sefa...

Yol boyu önce çocuk,sonra büyük şarkıları söyledik ailecek...Zuzular sabah erken kalktığı için,haliyle mayıştı ve uykuya daldı...Bizde aşkımla kısık sesle söyledik bu sefer şarkılarımızı...Ve sanat müziği oldu bu kez seçimimiz ,ki ben eskiden çoook sıkı bir takipçisiydim.Zeki Müren,Muazzez Abacı off of...Şimdilerde pek vakit bulamıyorum ne yalan söyleyeyim:( Ama söylerken fark ettim, çok özlemişim...


Neyse,ufaktan başladı aşkım 'koklamaya kıyamam benim güzel manolyam'...diye,bende ona büyüüüük bir zevkle eşlik ettim...(Ayriyeten,ben de sana kıyamam:)
Ha birde öğrendim ki Manolya ağacının çiçekleri koklandığı anda solarmış...Doğru ya tıpkı şarkısındaki gibi...
Ve bu dakikaları,zaten orada o an..Şimdi ise sayfamda 'Altın Anlar' etiketi altına,altın harflerle işledim:))

Mekana vardık,zuzular araba da uyurken,sıcacık güneşin altında,mis gibi dağ havasını içimize çekip keyif yaptık birlikte...Sonra ayıptır söylemesi,anlarsınız işte mangalda pişen bir kaç et cinsi...'Yemede yanında yat,hatta evlatlık git' hissi:))))

2 haftadır rejim nedeni ile,aç bilaç gezen ben,ekmek vs. yemeden ızgara ile hem günü,hem mideyi kurtardım...Ve dönüş yolunda, bir atasözümüze daha hakkını verip,şarkılar,türküler,işveler,cilveler ile hakkaten işin suyunu çıkardım:PPP :)))
PS:Atasözü( Aç ... oynamaz :))

12 Nisan 2009 Pazar

MELEKLERİM,FİDANLAR ve SONSUZ ŞÜKRÜM...






Meleğimden...
Önce,yaptığı rejim de,2.zafer haftasını da başarı ile tamamlayan annesine ''annecim yemen için elma yaptım''diye resim yaptı...(Kuzuuuumm kıyamaz hiç annesineee:)
Sonra, Pazar sabahı,Bursalı Anneler grubumuz ile birlikte gerçekleştirdiğimiz
'fidan dikimi 'nde,oğlumla birlikte hevesle çalıştı...O tombik elleri toprakla buluştu...
Allahım,sana daha fazla nasıl? Ve ne şekilde? Şükür etsem ki bu güzellikler için...
Çok şükür çoook.
PS:İlk foto da,ortada, yere çökmüş olanlar:P bizim aile:)

10 Nisan 2009 Cuma

UYKU DUASI...







Yattım Allah, kaldır beni...Nur içine daldır beni...
Can bedenden çıkmadıkça, imanla uyandır beni...
Yattım sağıma, döndüm soluma...
Melekler şahit olsun, dinime imanıma...
Yedi melek sağıma, yedi melek soluma...
Bismillah diyerek, dalarım ben uykuya....
Duamı ederek, dalarım ben uykuya ...
Yattım sağıma, döndüm soluma...
Melekler şahit olsun dinime imanıma ....
*Aklımda kalan bu kadar....Devamı var mı hatırlamıyorum?
Annemden bana...Benden çocuklarıma bir hatıra...
Yıllar önce, ben, tekrar ederdim annemle birlikte,şimdi zuzularımla söylüyoruz akşamları....
Sadece bu yüzden...
Belki biraz da, yukarıdaki meleklerden...Öyle işte...Aklıma gelmişken yazdım gitti....

9 Nisan 2009 Perşembe

AŞK ve EVLİLİK ÜZERİNE...


Aşk, bir kişi ile geriye kalan herkes arasındaki farkın, çok fazla abartılmasıdır... *Bernard Shaw

Başarılı bir evlilik, insanın pek çok kez aşık olmasını gerektirir... Aynı insana... *Robert Wagner

Mutluluğu bulmak için değil, paylaşmak için evlenilir... *Harry Emerson Fosdick
.
Bazen küçük bir bakış, insana dünyaları verir. Bazen küçük bir bakış, insanı cehennemin derinliklerine yollar.... *Jean Jacques Rousseau
.
Aşkın gözü kördür derler... Yalan! Seven, sevdiğinde, başkalarının gördüğünün en az iki katını görür... *Josh Billings

Evlilik insana çok şey öğretir. Sadakat, sorumluluk, hoşgörü, anlayış gibi...Ancak bekar kalırsanız, zaten bunların hiçbirine ihtiyacınız olmaz... *BurtReynolds

Hiçbir kadın aynı erkekle 50 yıl evli kalamaz. 25 yıl sonra, o artık aynı erkek değildir... * Bob Hope'un eşi Dolores Hope

Genç kız, ideal erkeği bulma çabasından vazgeçip, bir koca aramaya başladı mı, kadın olmuş demektir... *Raquel Welch

Bir zamanlar erkeğin üstün olduğuna inanıyordum. Sonra evlendim. Karım bu inancımı tamamen yıktı... *Jack Lemmon

*Bu özlü sözleri:) sevgili Cny,göndermiş...Sevdim, aldım, yayınladım...Hepsin de bir doğruluk payı var... Hele ilk üç'e, ben de yürekten katılıyorum...

ÖDÜL...

Sevgili Gece,yanda fotoğrafı bulunan,blog ödülüne beni de layık görmüş... Kendisine çok teşekkür ediyorum...

Bu yüz gülümseten güzel ödül...

Benden de, listemdeki tüm blogger dostlarıma gitsin...

:((( & :)))

Kaç zamandır-aslında banka günlerimden kalma- boyun,omuz ve sırt ağrılarım var...
E, üstüne ev işi, çocuk işi vs. gelince...
E birde, üstüne, narin vede manken gibin:P vücuduma,bakmadan evin odalarını,en ağır mobilyaları bile çekerek (Bir patatesi ikiye bölün,çekeceğiniz eşyanın ayaklarına koyun,hem yerler çizilmez,hem de kolay taşırsınız:)değiştirirsem...
E birde en üstüne, gece geç saatlere kadar oturup,ya film, ya bilgisayar,ya kitap okuyacağım,yada aşkımla üç beş laflayacağım diye,uykundan da olur,şu ağrıyan sırtıma bir yatak ve uyku yüzü göstermezsem...
Hafta sonlarımı da,hafta içi gibi yoğun ve yorgun geçiririsem(sanki başka bir seçeneğim varmış gibi)???? Gel Haziran...Gel tatil geeelll....
........................
Dün hafta içi olmasına rağmen,işlerimizi ayarladık ve yarım günde olsa,önce sıcacık bir hamam,sonra da masaj keyfi yaptık aşkımla...
Önce kaslar gevşedi,sonra da hünerli ellerde kürt kürt inledi...
Şöyle kazara birisi dokunsa gel sana masaj yapayım diye,kedi gibi sırnaşıyorum zaten o kişiye...
Haliyle işinin ehli olunca masaj yapan şahıs...Melek gibi göründü 1 saat boyunca gözüme:))Sonuç...Günün sonun da,hayata toz pembe bakan,sakiiiin,mutluuuu,gülümseyen bir yüz ifadesi:))

Akşamına zuzular okuldan gelince,evimizin önündeki yürüyüş ve oyun parkına indik...Ailecek spor ve yürüyüş yaptık...
Ve ben bir kere daha... Yuh olsun sana! dedim(kendim için)
Tam anlamıyla evimizin önü yürüyüş parkuru,parkı...
İnsanlar taa nerelerden arabalarıyla gelip burada spor yapıp,tekrar geri dönüyorlar...
Ben burnumun dibindeki nimetten faydalanamıyorum,faydalanmıyorum???
Onun yerine ne yapıyorum?!!!
Ev topla,çamaşır yıka, as,yemek yap,vs.işlerini bitir...
Sonra da gel şu meretin başına(meret pc ve internet oluyor) otur!!!!
Saatlerini boşa geçir!
Ayarımız yok bizim zaten millet olarak...Her şeyin suyunu çıkartacağız ille!!!
Ama yok,yok, şimdi hemen kalkıp,sporlarımı giyip doğru yürüyüşe gidiyorum...
Ne demişler 'yürümekle yollar aşınmaz,ama kilolar aşınır'?
Hava güzell,hava misss....Kaçırmamak lazım....
Artık spordan gelince bakarım :P
Hangi blogger dostum ne yazmış? Kimden ne mail gelmiş?
Oyyy hastalık vallahi:)) Bak hala yazıyorum...Ayy gittim ben:)))

UZAYIN SESİ?




Uzayın sesini dinlemek istermisiniz?....



7 Nisan 2009 Salı

BAŞLA!!! BİTİR!!!

BAŞLA!!!!

*Cumartesi, önce çocuklarla,sonra da aşkımla birlikte,huzurlu,mutlu geçen saatler...

*Pazar, beklenen büyük gün...İkiz Anneleri 2.Bursa buluşması için,buluşma saatinden önce mekana gidiş ve heyecanlı bekleyiş...

Sonra birer ikişer, her gelen 4 kişi?:))halinde akın eden dostlar...Yani,ikiz anne ve babaları.

Çocuklu ve de 2 küçük çocuklu olunca haliyle yorucu ama yine de, yaşadığımızı hissettiğimiz dakikalar...

Bizim için,zuzularımızın 4,5 yaşında olmasının keyfini sürme zamanı...Bizi fazlaca rahatsız etmeden oyun salonun da oynamaları...Dolayısı ile ev sahibesi konumunda ki bendenizin, konuklarımla bire bir muhabbet etme şansım...
11:00-14:30 arası açık büfe brunchta, bol bol yeme içme,üstüne,bir daha yeme...Ama ben değil?
(Peynir çeşitleri ve bol yeşillik ile günü kurtardım...Rejimimi bozmadım...Tebrik ediyorum kendimi:)

Bol bol foto çekiş...Ah, bizi bizden başka kim anlar? serzenişleri:)

Toplu çekilen fotomuz da karşı masadaki yabancıların,nası yani? şimdi hepsi ikiz annesi mi?bakışı ve soruları? (Çünkü genel olarak hepimiz iki çocuğa rağmen gayet fit ve güzeldik:p)

En kısa zamanda tekrarlamak (ama mümkünse çocuksuz olarak:P ) ve sakin ve sessiz ortamlarda buluşmak üzere ayrılış:))

Pazar öğleden sonra,hava güzel,keyfimiz yerinde...
İstikamet,doğa,yeşillik,çiçek,böcek,kelebek olan her hangi bir yer...Botanik Parktayız...

Gülüş, cümbüş çimlerin üzerinde frizbi oynayan,baba oğul....El ele gezip çiçek toplayan anne-kız....
Bu güzellikleri görünce, içindeki amatör fotoğrafcı ruhu depreşen ve bol, bol, kendi doğurduğu çiçeğini, böceğini...Ve doğa da mevcut olan orjinallerini şip şak çeken bir anne...

*Pazartesi,Büyük gün... Aşkımın doğum günü...
Sabahtan itibaren hiç tınmama...Normal gün akışı,iş güç vs...Özellikle bloğa bile, ne bir yazı ne bir kutlama mesajı???Merakla,azıcıkta kaygılı bakan bir çift göz...Hiç gereksiz sudan bahanelerle aranışım?Unuttu mu düşüncesi?.....Sessizlik....
Pazartesi akşamı...Sürpriz mini bir kutlama:)Sevenlerimiz,büyüklerimiz bizimle...
Ellerimle yaptığım,süsleme kısmına zuzularımın da katıldığı,benim ve meleklerimin emeği ve sevgisinin olduğu doğum günü pastası...
Pastanın üzerindeki kalpleri o minicik tombik elleriyle tek tek koyan meleklerimin görülesi halleri...
Arada,parmaklarıyla minik çukurlar açsalar ve pastayı yamultsalar da,yüzünde büyüüük bir gülümseme ve ammaaan olsun, düşüncesi ile onları seyreden anne...
Doğum günü babası için,meleklerimin yaptığı hediye resimler...
Huzur,mutluluk,şükür,bol öpücük,bol gülücük...

2 yudum pasta ve hafif z,yağlı vs. yemekler yiyerek 1.zafer haftasını tamamlayan ve rejimini bozmayan ben...
Yorgun ama mutlu ve huzurlu olarak uykuya dalış:)

*Pazartesi; Dünden kalan yorgunluk,yağmurlu iç sıkıcı bir hava, miskin miskin oturan,bu miskinliğin tadına varan, arada köşe yazılarını yazan ve bloğuna uğrayan yine ben:)

BİTİRRR!!!!

6 Nisan 2009 Pazartesi

DEĞERİMİ BİLENE...

Bir konusma sirasinda adamin biri, kadinin birine sormuş:
'Nasil bir erkek ariyorsun?'
Kadin bir süre sessiz kaldiktan sonra, adamin gözlerinin içine bakarak sormus:
'Gerçekten bilmek istiyor musun?'
Adam biraz isteksiz, 'Evet' demiş.
Ve kadin baslamis anlatmaya… 'Bugün ve bu yasta bir kadin olarak, bir erkege onun benim için benim kendime yapabilecegimden fazla ne yapabilecegini soracak konumdayim. Kendi masraflarimi karsilayabiliyorum; bir erkegin ya da bir baska kadinin yardimina gerek duymadan evimi idare ediyorum.Böyle olunca, 'Sen masaya ne koyuyorsun?' sorusunu sorma konumundayim.
Adam kadina bakmis. Paradan söz ettigini düsünüyormus.Kadin hemen bu düsünceyi düzeltmis:

'Sözünü ettigim, para degil. Ondan öte bir sey istiyorum. Hayatin her alaninda mükemmeliyeti arayan bir erkege ihtiyacim var.'
Adam arkasina yaslanip kollarini kavusturarak kadindan biraz daha açiklama istemis. Kadin baslamis anlatmaya:

'Kendini zihnen mükemmellestirmeye çalisan birini istiyorum, çünkü sohbet ve zihnen uyarilma ariyorum.
Basit bir adama ihtiyacim yok. Ruhen mükemmellesmeye çalisan birini ariyorum, çünkü dengesiz bir birlesmeye ihtiyacim yok.
Inananlarla inanmayanlarin bir araya gelmesi felakete yol açar. Bir kadin olarak yasadiklarimi anlayacak kadar duyarli, ayagimi saglam basmami saglayacak kadar güçlü bir erkek ariyorum.
Saygi duyabilecegim birini ariyorum. Ona boyun egmem için onu saymam gerekir. Ben ona ne kadar dürüst ve açiksam,onun da bana dürüst ve açik olmasi gerekir.
Kendi isini, hayatini yürütemeyen adama boyun egemem.Boyun egme konusunda sorunum yok… yeter ki buna deger biri olsun.
Tanri kadini erkege eş ve yardimci olarak yaratmis. Kendine yardim edemeyen adama ben yardim edemem.'

Kadin aklindan geçenleri böyle döküverdikten sonra adama bakmis. Adam yüzünde şaskin bir ifadeyle oturakalmis: 'Çok fazla istiyorsun.' demis.,
'Degerim çok fazla.' diye yanitlamis kadin.

*************************************************************

HAYATIMIN AŞKI OLDUĞUN İÇİN....
CANIMIN PARÇALARININ, BABASI OLDUĞUN İÇİN...
ARADIĞIM HER ŞEYİ SENDE BULDUĞUM İÇİN...
SEVGİNİ,AŞKINI,KOŞULSUZ, ŞARTSIZ,SUNDUĞUN İÇİN...
BENİM EŞİM, OLDUĞUN İÇİN...
'DEĞERİMİ' BİLDİĞİN İÇİN...
YA DA SADECE '6 NİSAN' DA DOĞDUĞUN İÇİN...
DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN AŞKIM...
KIYMETLİMSİN...

3 Nisan 2009 Cuma

END MİNUTE :P

Bir dakika (one minute:) panik yok!:))
Hem, 'one minute' oluyor da, 'end minute' niye olmasın?:))
Sadece, ne zamandır kullanacak yer arıyordum bu fotoyu, ondan koydum yazıyla alakasız yani...
Havaların güzelliğinden midir? Cuma olmasından mıdır? Aldığım güzel haberlerden midir? Bilmem??? İçimdeki çocuğu zapt edemedim...
Kusura bakmayın dostlar...Ama fotoyu görünce nasıl geldiniz dimi? he he :))
Haydi buyurun ortaya karışık....
*Pazar günü gerçekleştireceğim, 'Bursa'daki ikiz anneleri'nin 2.buluşması' nın organizasyonu için mekanı ayarladım...Birincisini büyük bir keyifle burda gerçekleştirmiştik...

İlgili bey'i, masamızın oyun parkına yakın olmasının, bizim açımızdan da,onlar açısında da, çok daha iyi olacağı yönünde tatlı dille? ikna ettim...(yaklaşık olarak 20 çocuk ve yaş ortalaması 0-7 arası, aktif, yaramaz, ikiz kardeşler vs.tarzında tatlı sözlerle???:))))

Ve, o gün asılmak üzere afişlerimizi bıraktıktan sonra,heyecanla gelsin pazar diyorum şimdi:)

*Çöpçü balığı yazıma gelen yorumlardan anladığım kadarıyla bir çok blogger dostum rejimde:)
Bu durumdan garip bir şekilde memnun oldum???
Yeme krizi anlarında yalnız olmadığımı,benim gibi olan, diğer dostlarımın da midelerinin zil çaldığını ama dayandıklarını düşünerek sinerji yaptım rahatladım:PP

*Bir düzenleme yaptım...Sayfamda artık, sağ click işlemeyecek...Yani artık, yazılarımı saklamak veya alıntı vs.yapıp çeşitli amaçlarla, kullanmak isteyen olursa, bir zahmet oturup yazacak:) Çalışalım arkadaşlar,çalışalım,çalışalım:P

*Bugün yine, kadın doğum uzm.dr.uma gittim...Hani şu, ailecek çok sevdiğimiz adam:))
Bir şey yok.... Geçen haftaki, smear (simir) testimin sonucunu aldım sadece...Maşallah temiz,yok bir problem...Çok şükür...

*Pazar günü, ikiz annelerimle brunch...Pazartesi de aşkımın doğum günü var...Yani diyetimi cebren ve hile ile bozmak için bir sürü sebebim var...Aşkım gülüyor şimdiden, dayanamazsın sen diye ama,yok yok olmaaazzz....Bir yemin ettim ki dönemem:))))

*Bu yazıyı yazarken, bir yandan da yeşil bir elmayı son zerresine kadar yemiş bulunuyorum...
Ahhh açlık:))
Ve farkettim ki, elmanın çekirdeklerinin de tadı güzelmiş????
Onları da yemişim de:P Bir şey olmaz di mi? Bir süre, benden ses çıkmazsa???
Bilin ki çekirdekten:))))))

HERKESE MUTLU ve HUZURLU BİR HAFTA SONU DİLERİM:)))

ANNELİK GARİP ŞEY...

Anne olmak,garip şey...
Anne olunca çok daha farklı ve çok daha yoğun hissedilebilen duygularla yoğrulmak, acayip bir şey....
Sadece kendi çocukları için değil, tüm çocuklar için endişelenmek, her güzel ve iyi şeyi kendi çocukları için istediğin kadar,hiç tanımadığın, başkaca çocuklar için de istemek, harika bir şey...
Kötülüklerden,kötülerden tüm çocukları korumak ve kollamak ve bu isteğini dualarla desteklemek, manevi bir şey...
Bir çocuğu büyütmenin zorluğunu bilmek...Neler gerekir? En çok neye ihtiyaç duyulur?diye düşünmek? Önemli bir şey...
Hele bir de ikiz annesiyse bu ihtiyaç sahibi, onun o zor durumunu yüreğinin taa içinde hissetmek...Empati ötesi bir şey:)
Sonra, taaa Ankaralar dan, Bursa'daki bir ikiz annesinin feryadını duyan...
Ne yapabiliriz?Nasıl yardım edebiliriz diye? bana ulaşan bir can dostun sesin de mutlu olmak,süper bir şey...
Elden ele, gönülden gönüle, bebekten bebeğe, dolaşan o eşyaları, yine tombik minik ellerin kavrayacağını, neşeli bebek gülüşleri ve saflığıyla, yaşanmışlıklarının artacağını bilmek, çok güzel bir şey...
Birilerine ufacıkta olsa yardım ederek,verimli bir şekilde,bugünü de kurtarmanın ve hayırlı bir işe vesile olacağınızın sinyallerini, yürekte duymak ise....Ancak anlatılmaz yaşanır tarzı bir şey...
Dedim ya, annelik garip bir şey:))

*Bursa'da yaşayan,yardıma muhtaç, zor durumda bir aile...Ve bu ailenin 14 aylık,dünya tatlısı ikiz kızları...Ben, mama sandalyesi,oyuncak vs.bir kaç parça eşyayı vereceğim...Kıyafette gerekiyor, ancak malum 4,5 yaşında benimkiler ve küçülenlerini şimdiye kadar çoktan başka bebişlere verdim...Bursalı Anneler gurubumuzdan da mutlaka bir şeyler çıkar diye düşünüyorum ama yine de, Bursa'da iseniz ve konuyla ilgili ayrıntılı bilgi almak isterseniz bana mail adresimden ulaşabilirisiniz...

2 Nisan 2009 Perşembe

ÇÖPÇÜ BALIĞI ?



Diyetteyim...Rejimdeyim...

Çok zor bir süreçteyim:)

Önce,Pazartesi itibari ile 2 gün az yiyerek mideyi alıştırma, sonra,1 Nisan Çarşamba itibari ile de resmi olarak diyete başlama...

Sanmayın ki aşağıdaki nefis pastadan koca bir dilim yedim...Sadece 2 yudum aldım...Vallahi bak:)

Daha önce sayısız kere diyete başladığım ve onları 2.veya 3.günde bozduğum için, artık bir etkisi yok eşimin ve ailemin üzerinde,'ben rejime başlıyorum' tarzı söylemlerimin....Bilirim,bilirim de onlar bilmezler???Bu sefer çok azimliyim:)

Gerçi çok bir fazlalığım yok,halimden genel olarak memnunum...Sadece birazcık rotuş yapacak, kışın rehavetiyle, kaçak kat çıkmış bölgelerdeki fazlalıkları yakıp,yıkacağım inşallah:))

Hem kolay mı öyle? Bu kadar uyaran varken rejim yapmak?

Sakınan göze çöp batar misali, tv'de yemek programları, gazetelerde tarifler...

Konu, komşu bile bu ara sanki daha çok, '.........yapmıştım, size de getirdim' diye kapımızı çalar oldu??? (Hımm haberleri var mı acaba rejimde olduğumdan?Şüphelensem mi?)

Bir kere anneyseniz, çocuk bakacaksınız...Al öyle karşına otuttur bak ile olmuyor malumunuz:p

Onların dengeli beslenmesi için, çeşit, çeşit yemekler yapacak, evi barkı kek, börek kokularıyla mis gibi kokutacak ama yemeden, sadece kokusunu içinize çekip bir güzel yutkunacaksınız...

Sonra, her türlü gofret, kek, nutella vs.ürünlere karşı da dirençli olacak, en önemlisi çocukların yemeğinden arta kalan, 2 kaşıkcık? pirinç pilavını veya makarnayı silip süpürmemek için kendinizi sürekli olarak telkin edip, şu sözleri tekrarlayacaksınız....

Ben, çöpcü balığı değilim... Ben, çöpcü balığı değilim... Ben çöpcü balığı değilim:))

Haydi size kolay gelsin...Ben yürüyüşe gidiyorum...