28 Nisan 2010 Çarşamba

UZUN,UZUN YOLLARI AŞTIM GELDİM (dikkat bol foto içerir:)

Uzaktan geldim yorgunum hancı...
Şuraya bir yatak ser yavaş yavaş???
Döndüm...Çok gezdim e haliyle çok yoruldum...Dinlendim ve ancak geldim:)
Şimdi yediğimiz içtiğimiz bizim olsun gördüklerimizi anlatalım...

Döndüm...Ama kalbim orada kaldı...Çok değişmiş çok,çok büyümüş görmeyeli?
Baştan biraz acemilik çeksem de sonrasında alıştım...Eski mahallemizi,evimizi,okulumu gördüm,sokakların da dolandım,çarşıların da,hayal gibi,rüya gibi...Her köşesinde anılarım,anılarımın içinde kayıplarım...Gözlerimin ucunda yaşlarım:(
Yıllar,yıllar önce (şimdikinden daha genç iken:p)bekar,çocuksuz ve sahip olacaklarım,yaşayacaklarım hakkında hiç bir fikrim yok iken dolaştığım nice mekanda,bu sefer evli ve iki çocuklu genç bir kadın olarak gezmek çok ilginç,tarifi zor,içinde hem neşe,hem hüzün, hem gurur, hem de bol şükür barındıran garip bir duyguydu...
Ama hepsine değdi!..
Anıtkabir'e,Kuğulu'ya,Tunalıya,Kale'ye,Beypazarına gittik...Ankara sokakların da gezdik,hatta bir ara kaybolduk:P
Dönüş yolunda bir de Eskişehir yaptık,Çi böreğini tattık,porsuk çayına baktık:)
Şimdi,aslında hepsi uzun,uzun anlatılmayı,yazılmayı hakediyor ama fotoğrafların da desteği ve gidiş sırası ile işte Ankara ve ben ve kuzular ve kuğulu ve kale ve beypazarı ve vs.vs.vs.:))
                                                                                                 Yıllar sonra...Kuğulu park'ta:)
                                                                                                            Çocuklar...
                                                                          ******
                                                                                        Ankara Kalesi surların da Bursaspor bayrağı:))
Kale'de Rahmi Koç müzesinde; sevgili blog dostlarımızdan Leylak Dalı'nın da tavsiye ettiği(tşk.ler) ve bayıldığımız, Henry Kupjack'ın Minyatür Odalar sergisi...Ne emek?Ne sabır? Fotoğraf çektim ama BURAYI tıklarsanız hem daha güzel fotolara hem de açıklamalarına ulaşabilirsiniz...
Mustafa Kemal Atatürk'ün Cumhuriyetin ilan edildiği 29 Ekim 1923 tarihindeki Cumhuriyet Bayramı için hazırlatmış olduğu İlk bayraklardan birisi imiş bu bayrak...Rahmi Koç müzesinde dikkatimizi çekenlerden birisi oldu haliyle...       
                                                                         ******
                                                                                                          Beypazarı
Beypazarı...Biz çok sevdik:) Tarihi konakları,taş baskı kumaşları ve gümüşleri meşhur...Sadece Gümüş dükkanlarının bulunduğu bir pasaj var ve insan hangi birisine bakacağını şaşırıyor(tam bizim için:)
Ucuz diyorlar ama çok ucuz gelmedi bana yine de...Neden gümüşü meşhur?Gümüş mü çıkıyor buralar da dedik?Hayır dediler meğer gümüş işciliği fazlaymış,'el alan' yani?Öyle olunca da en azından işciliğine fazla fiyat biçmiyorlarmış vs.Bir de seksen katlı ev baklavaları var,bir de güveçleri,bir de sarmaları var:)
                      
Meşhur Beypazarı kurusu...Bir nevi galeta gibi ama tereyağlı yapıyorlar...Kıtır,kıtır hatta katur,kutur:) zor yeniyor ama lezzetli bir tat...Beypazarının bir sokağı...Ve Beypazarı içerisinde ki Yaşayan Müze'de çocuklar Ebru sanatının inceliklerini öğrenirler iken...Müze çok başarılı...Zaten bilindik müzeler gibi değil eski bir beypazarı konağı... Bağışlamış sahipleri,geleneksel sanat ve değerleri korumak içinde her hafta değişik  etkinlikler yapılıyormuş...Bizim gittiğimiz gün ebru sanatı günü idi...Bir oda da Hacivat ve Karagöz var,bir oda da masalcı teyze,daha doğrusu Masal Ebesi...Tam 65 masal biliyormuş ninesinden kalma eski masallar...Ne yazık ki dinleyemedik masallarını bir kaç bilmece sorup şeker verdi çocuklara mutlu oldu bizim kuzularda:)

Bir de konağa çıkan merdivenlerin sağ tarafında olduğu yerde dönen bir tarafı açık iki katlı bir dolap dikkatimizi çekti...Bu döner dolabın kapağı, ihtiyaç sahipleri tarafından çalınır ve içerisine konulan boş yemek kabı diğer tarafa dolu olarak dönermiş...Böylece ne yemeği alan ne de veren birbirini görmez hiç kimse de rencide olmazmış...Şimdiyi düşününce bir de???Hey gidi heeyyy,heyyy:(
                                                     Aşağıda Karagöz ve Hacivat oynatan zuzular:)
                  
                                                                              ******
                                                                       Ve Anıtkabir...Ve Atam...Ve Minnet...Ve Şükran...
Düşündüğümüz gibi tam 23 Nisan'da gidemedik Atamıza ne yazık ki:(
3 ve 5 yaşlarındaki dört çocukla sadece Anıtkabire girmek için kuyrukta beklemeniz 2 saat sürer dediler işi bilenler... Öyle olunca biz de pazar sabahı gittik Ata'mıza...Sabah 9:00 da giriş yaptık sakindir rahat gezeriz düşüncesiyle ama oldukça kalabalıktı...Açıkcası buna çok sevindik...
Ne güzel! Hiç eksilmesin 'farkında olanlar' inşallah hiç!

Anıtkabir...Atam...Hep aynı...Heybetli,mağrur,güven veren,ulu,yüce ve hala tek adam!...
Yine tüylerim diken diken oldu,yine yüreğim pır pır,yine gözümde yaş,
yine içimde sonsuz bir özlemle büyüyen bir sızı:(
Yine gezdim sindire,sindire...Kişiliğine,tarzına imrene imrene...

Yeni eklemeler yapmışlar; Atatürk ve Kurtuluş savaşı Müzesi...Çanakkale savaşı'nın panaroması var...Çok etkileyeci...Top,tüfek sesleri ve Allah Allah nidaları arasında geziyor ve gördükleriniz karşısında içiniz yanıyor ve düşünüyorsunuz;Ah bu vatan ne kadar zor şartlar altında ne savaşlarla kazanıldı...Her bir karış toprağı için ne canlar yitti,ne kanlar aktı?Şimdi?Ne kolay satılıyor!?:(
(Sanal panaroma için lütfen BURAYA tık)

En çok kütüphanesini severim ben Atamın...En çok okuduğu kitapların bulunduğu odayı...O kitaplarda altını çizdiği satırları ve yanına aldığı kısa notları incelerim dikkatle...Yine öyle yaptım,yaptık...Ah ne çok isterdim o kitapların diğer sayfalarını da görmeyi,aldığı notları okumayı...Hatırı sayılır bir kitap arşivi var Atamın 3123 adet ve hepsi de okunmuş..Okuduğu kitaplar da Fransızca,İngilizce,Arapça vs.Onlar benim dikkatimi çekenler...Belki başka dillerde de var? Yani pek çok dil biliyormuş haliyle...Yine hayran kaldım...Cızz etti içim yine...Şimdinin One minute's!?diye konuşanlarını düşününce bir de:(
(Atatürk Özel kitaplığının sanal gezintisi için lütfen BURAYA tık)
Heyecan ve merakla gitti lahitin önüne zuzularım...Elif'im uzakta durdu neden bilmem?Eren'im arkasına illaki beni de alarak açtı o minik ellerini Ata'sı için...'Ne diyeceğimi unuttum ben' derken sesinin titrediğini farkettim heyecandan...Sonra ben söyledim o tekrar etti:)

Askerlerin nöbet değişimlerine denk geldik bir ara..Onları izlerken Vatan Millet Sakarya oldum yine...
Gurur duydum ordumuzla askerimizle...Üzülüyordum ne hallere geldi,getirildi,yıpratıldı diye...
O sahneleri görünce vazgeçtim,güven duydum yeniden(güven duygumu kaybettiğimi bilmeden?)
Yok olmaz dedim,yok...Askerime,orduma haliyle vatanıma bir şey olmaz!İzin vermeyiz,vermezler!
Sevgili Aysema hocamın bir önceki yazıma yaptığı yorumda dediği gibi 'Kesinlikle'yi ekledim şıklarıma...
Gururla, güvenle,umutla...İçim,içimiz umut dolu ayrıldım,ayrıldık sonra oradan...
Adı bile yetti yine Atamın:))

21 yorum:

esra dedi ki...

Canım ne güzel anlatmışsın gezdiğn gördüğün yerleri...çocuklar için ne kadar güzel anılar bunlar...

lezzettabağı dedi ki...

Sevgili arkadaşım yazını okurken özellikle sevgili Atanın huzurunda çocuklarınla duruşunda o minik elleriyşle dua edişlerinwe gözlerim doldu.. Hani demişsin ya adı yeter işte bendim içinde onun adı sanı yeterde artar bile ... Herkesin yapması gerekir Çocuklarımıza ne kadar iyi anlatırsak o kadar vatanına milletine ve ordusuna saygı ve sevgi duyar Vatan sevgisi ile büyürler.. seni ve zuzular çooook öpüyorum sevgiler diliyorum..Bahtınız açık olsun sevgili arkadaşım.. Yaaa yine ağlamaya başladım hep böyleyim ben..

İkiz Annesi sdilek dedi ki...

BAnu kıyamam sana.Ne güzel bak gençliğinin tüm izlerini gördün de geldin.Acı tatlı anılar yaşandı tabi geçmişte.Ama bunlar insanı güçlendiriyor dimi.Ne mutlu zuzularına ki bak yaşadığın yerleri gördüler.Onlar için de çok eğlenceli olmuştur.

Elçin dedi ki...

Herşey ve siz herzaman ki gibi harikasınız canım. Ne iyi etmişsiniz.Ankara ya gidince rehber olacak bu yazın.
Öptüm çokça:)

aysema dedi ki...

Sevgili Banu,

Sizlerle birlikte bir kez daha gezdim Ankara'yı ve hem gördüklerinizle hem de sizlerle gurur duydum.
Şimdi de sanal fotolara bakmaya gidiyorum.

Sevgiyle kucaklıyorum hepinizi...

NiLaY dedi ki...

harika bir geziden harika fotoğraflar ve harika bir anlatım geldi :) ellerine sağlık..

Ordanburdanhayattan dedi ki...

gözlerim doldu Atanın huzurunda ellerini açan o minik adamı görünce. ne çok ihtiyacımız var ona bugünlerde, sanırım orda bunu daha çok anladın. sevgiler

annesiningülü dedi ki...

ne güzel küçük yaşta Ata'larının ziyarete gitmişler ufaklıklar. darısı bizim ufaklığa, en kısa zamanda

Meleğin Dünyası dedi ki...

Çok güzel dolu dolu bir gezi olmuş.Yine bekleriz Ankara'ya.Ben de nereye gidersem gideyim memleketimin havası,suyu,düzeni bir başkadır, hep özlerim.

Nazpek dedi ki...

gezi harika fotolar şahane

Nazpek dedi ki...

gezi harika fotolar şahane

ELÇİN'İN YERİ dedi ki...

o ellerini atası için açması sesinin titremesi...içim gitti banu bu sözüne ...

ne güzel bu yaşta bu saygı bu sevgi

İçimden Geldiği Gibi dedi ki...

Banucum gördüğüm kadarıyla yoğun bir gezi olmuş.Unulmayacak anılarla...
ilk fotoya bayıldım.

Handan dedi ki...

Ben Ankara'yı çok sevmem ama sen anlatırken gidesim geldi :D

Belkıs dedi ki...

Çokmu sulu gözüm, hepmi böyleydim sonradanmı böyle oldum ben acep , ece kız azıcık daha büyüsün kesinlikle yapılması gereken bir ziyaret olucak inşallah!! Harikasınız banucum, herzamanki gibi.

Tabiat Ana dedi ki...

Ahhh kuzular Ankaraya gelmiş :( şaşkın Tabiat geç görmüş.Belki bir yerlerde karşılaşabilirdi kuzularla Doğa hanım.Resimler çok güzel:)

Leylak Dalı dedi ki...

Gezinizin güzel geçmesine çok sevindim Banucum, sergiyi beğenmenize de (beğenilmeyecek gibi değildi ki, ben iki kez gittim inan ve hala akıl erdiremiyorum o sabra). Ankara benim için çok özeldir, sevgim hiç bitmez ve Ankara'yı sevenleri de çok severim:))))

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Hoş geldin canım.
Şehirler de insanlar gibidir, bir çok anı barındırır hafızsasında ve değişim halindedir her zaman.
Sevgilerimle...

Adsız dedi ki...

aaaa çok güzel görüntüler geçen sene de biz ordaydık ama asya çok ama çok hasta olduğundan gidemedik anıtkabire apar topar döndük....
ama çok güzel görüntüler çok...
başak bir havası var Anakara'nın hep söylrim...
Asil bir kadın gibi...

zuzuların annesi dedi ki...

HEPİNİZE YORUMLARINIZ VE GÜZEL SÖZLERİNİZ İÇİN ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUM...TEK TEK YANITLAMAYI ÇOK ARZU ETSEM DE BU ARALAR ANCAK BU KADAR SES VEREBİLİYORUM...
İYİ Kİ VARSINIZ ARKADAŞLAR...
İYİ Kİ VARIZ...SEVGİLERİMLE...

Mehtap dedi ki...

Banucuğum hoşgelmişsiniz Ankara'mıza.Haberim yeni oluyor.yine bekleriz.Yazının sonunda gözlerim doldu.ne de güzel anlatmışsın Gezdiğin, gördüğün yerleri.