4 Kasım 2008 Salı

TATLI CADI



Geçen cumartesi günü, küçük cadımla 'Cadılar bayramı' partisine gittik...????
Bana ilk teklif geldiğinde 'haydaa ne işimiz var çaydaaa' tarzında pek sıcak bakmadım bu işe...Nihayetinde bizim kültürümüzde olmayan bir şey, nasıl olur? gerek var mı? vs. sorularla boğuştum ama, dostlar sağ olsunlar kurtardılar beni bu düşüncelerimden...Sonuçta çocuklara yönelik bir eğlenceydi...Çok fazla kurcalamanın anlamı yoktu...Bir kereden bi şey olmazdı:PPP
Neyse,tuttuk yolu gittik partiye Almira otelde.Girişte loş bir ortam,uçan balonlara giydirilen beyaz çarşaflarla yaratılan hayaletler,örümcek ağları,maskeler,birde korkunç sesler çıkaran bir kayıt..Hah dedim biz şimdi döneriz ,kesin korkar benim kız...
Ama nerdeee,beden önce daldı salona,hemen karıştı ortama cesur kızım benim...Çocuklar çok eğlendi,bizde öyle...(Ayrıntılar ve fotolar İki Meleğin Hikayesinde)
Ve esas olayımız dönüşte yaşandı...Partiden ayrılmak istemeyen kızım,çıkışta otelin önünde görevlilerin arabamızı getirmesini beklerken ağladı,ağladı,ağladı....Ben kararımdan dönmedim tabi ki,hatta istediği kadar ağlayabileceğini, yapacak bir şey olmadığını da ekledim...Böyle durumlarda en kötüsü çevredeki insanların garip bakışları:(Ama buna da alıştık artık:))
Arabamız geldi,binbir inatla arkaya çocuk koltuğuna oturdu,ben öne geçtim arabayı kullanmaya...Hareket ettim,akşam trafiği izmir yolu çok yoğun,karıştık bizde..Sonra kızım bir güzel açtı emniyet kemerini,ve bende öne geçeceğim diye tutturdu bu seferde...Ben sol kolumla direksiyonu tutup,sağ kolumlada öndeki iki koltuğun arasını kapatıp öne geçmesini fiziki olarak engellemeye çalıştım...Bir yandan da dil döktüm,çocuklar öne geçmez,çok tehlikelidir vs.vs.vs.
Ama dinleyen kim?Arkada çığlık kıyamet:(
Bu şekilde Buski'ye kadar geldik,bir ara kızımla uğraşırken önde bir şahin oto, fren yaptım son anda, neredeyse hafifçe çarpacaktım..Al başına iş ,o saate,o trafikte neyseki bi şey olmadı...
Olmadı ama, benim o ani frenimle bir baktım güzel kızım vites konsolunun oraya gelmiş...Yüzünde acayip şaşkın bir ifade,hafif ağlamaklı,ürkek, ne oldum? nasıl uçtum?şaşkınlığı...
Benimde kötü bir huyum var (rahmetli anneminde aynı böyle bir huyu vardı:) ciddi olmam gerekirken kendimi tutamayıp baştan bir gülüyorum böyle durumlara:))
Neyse hemen toparladım kendimi...Ama bir yandan da trafikte gidiyorum ve öyle yoğun ki,sağ şeride geçmem,durmam ve kızımı tekrar arkaya kendi koltuğuna oturtmam filan mümkün değil...Şöför yanındaki koltuğada oturtamam orada çocuk kiliti yok...Açar kapıyı benim çılgın kızım...Zaten öyle korkmuş ki,yapıştı bana....
Sonuçta,ön koltukta, hatta şöförün-yani benim- kucağında, mümkün olan en düşük hızda(50-60 km),arkadaki kornalara kulak tıkayıp, dualar edip,kenardan kenardan kimseye bulaşmadan:))yol aldık ve evimize geldik....
Şimdi;Ön koltuk büyükler içindir değil mi anne?Ben arkada oturacağım anne...Ben arka koltukta oturmayı çok seviyorum anne...diyen, tatlı cadı kızım anlamıştır ki...Bir musibet, bin nasihatten evladır:))))))))

1 yorum:

Elçin dedi ki...

Aman Allah korumuş canım ya, gerçekten idare edilmesi zor bir durum. Ama alnınızın akı ile çıkmışsınız.
Ah bu bıdıklar ah:))