13 Mayıs 2010 Perşembe

Az önce geldim eve...Dışarıda bir sıcak arabanın termometresi 35 gördü akşam üzeri vakti? Hayır olsun? Hani daha da Mayıs'tayız?Ama çok uzun süren, karanlık, kasvetli ve soğuk geçen kıştan sonra söz vermiştim; ne kadar bunaltırsa bunaltsın şikayet etmeyeceğim yazdan 'çok sıcak' demeyeceğim diye (yazmak söylemek sayılmaz dimi?Dudaklarımı oynatmadım)

Neyse baktım iş güç bitmiyor? Bu gün kafa izni verdim kendime...E topla,topla nereye kadar?
Hem iş verimini arttırmak için arada böyle molalar lazım:)

Kafa iznimde ne yaptım peki?..Biraz çarşı pazar,biraz da seramik? Hııı?
Mutfak seramiklerini seçmiştik geçenler de,bir karışıklık olmuş gittim düzelttim...Çayımı içtim...
Bir de söz aldım şu güne kesin bitecek efendim diye..Bu kaçıcı kesin?
Bitecekte ben de bitiyorum ev dandini,yaz geldi,yakında okullar kapanacak,ben ne zaman taşınacağımda ne zaman evimi yerleştirip ne zaman tatile çıkacağım vs.vs.vs. şeklindeki dünyevi endişelerimi anlatamadım,
anlatmadım tabii ki!....O kısmı içimden seslendirdim...Adama ne hem zaten?!

Nihayetin de bu ve benzeri birkaç ufak pürüz sebebi ile taşınma tarihimiz bir hafta rötar yaptı blogcum...
O kadar çok gitmek,bir an önce yeni evimizi yerleştirip,eski düzenimize geri dönmek istesem de-kendiminde şaşırdığı bir kabullenmişlikle- çok sakin karşıladım bu durumu?

Ev evlikten çıktı...Bir oda kalk gidelim diyor,diğer oda iyiydik böyle kıvamında...Salondaki koltuklar yüzleri değişsin diye gitti...Halılar yıkamada...Çocuklar salonda bisikletleriyle tur atıyor...

Ne yapalım? Geç olsun güç olmasın, kısmet? Acelemiz yok,evden çık diyen yok...
Sadece mimarımızın ve ustaların ağzından çıkacak iki sihirli kelimeye kaldık;'işiniz bitti?'...
Başka zaman olsa bu kelime ürkütebilirdi bizi ama şimdi dört gözle onu duymayı bekliyoruz?
Ah benim dünya telaşım?:)

Az önce aşağıya indim çocukları karşılamaya...Komşularımla bahçede selamlaştık,lafladık...Geçen gün ben kolileme işine dalmış evde bunalmışken kapımı çalıp,bardağını çatalını kap gel diye çardağa çağırmışlardı beni, bir gittim sıcacık simit kaşar zeytin,bir de yanında tatlı sohbet...Yüzüm gülerken içim titredi...Özleyeceğim hepsini,özleyeceğim,özleyeceğim,özleyeceğim:(

Son olarak sıcak dedim ya-dedim de demedim hani-yardımcım karpuzu kesmiş dilimlemiş atmış dolaba...
Soğuk soğuk al ye dedi...Ayıptır söylemesi bir güzel geldi bağrı yanık bünyeye:)
Karpuzu zaten severim bir de hazır bulunca daha bir tatlı mı ne?Zaten ne zaman çayı koca bey demlese o da sanki daha bir güzel oluyor?Yok benim elimin lezzetiyle ilgili bir problem değil de...Hizmet etmeye alışmış bu beden,önüne hazır bir şeyler gelip yiyip içince sevindirik oluyor...Tamamen psikoljik yani:)

Neyse yanıldınız akşama karpuz-peynir yok...Ev ne kadar karışıkta olsa iki kap yemek yapıp çıkardım ortaya çok şükür:)Ne olduğu da bana kalsın..Özenen olur filan..Mesela ben karpuzun lafını bile duysam ağzımın suyu akar...Onu yazarken bile düşündüm zaten...Hadi benden bu kadar...Yarın da fırsat bulursam kısacık bir cuma keyfi yaparız inşallah blogcum...Haydi hayırlı akşamlar...

Ps:Bu akşam Aşk-ı Memnu var...Öyle deli gibi izlemesekte arada göz kayması yaşıyoruz netekim:P
O yüzden kısa bir hatırlatma;Aşk-ı memnucular bir alttaki postta 'Behlül ile Bihter'in aşkını duyan kedi'yi gördünüz mü?:)))

3 yorum:

laleninbahcesi dedi ki...

Banucummm peki yemek blogları ne yapsın:))) ben gözlerimi alamıyorum onlardan bir de beceremediklerim var ki...

Bir bakmışsın ki yerleşmisin de tatilde şezlonguna kurulmuşsun...

Henüz nereye gideceğimize karar vermedik ilk kez bu sene... bakalım ne çıkacak torbadan...

Kolay gelsin güle güle yerleş...

Handan dedi ki...

Geç olsun da güç olamsın Banucum :)

Tatil ilan etmen iyi olmuş, arada dinlenip enerji depolamak gerek.

Adsız dedi ki...

toplama değilde yerleştirme zevkli banucum ben severim,azkalmış dayan.
Komşuluk ne güzel sevdirmişsin kendini,seni kim sevmez zaten?:D
o karpuzdan kaldımı kahvaltıda yiyesim geldi özendim haberin olsun:D /nuray