18 Ağustos 2009 Salı

AŞK ve ISIRIK


'Senin Adın Bile Geçmedi'
Başlık bile yeterdi aslında?
Yine de kapaktaki o muhteşem gülümseme beni kendine çekti.
Sanırım bu kadın ne yazarsa yazsın alıyorum ben.
Aşk meşk yazmış.İçine yine birazcık hüzün katmış...
İyi de yapmış.Su gibi gitti.TIK
(Bu AŞK olsun)

***


D&R da görüyordum aylardır en çok satanlar kısmında.Stephanie Meyer'in kitapları...
Herkesin dilindeydi,elindeydi...Ama nedendir bilmem?(Yoo aslında bilirim)Hiç alasım gelmemişti...
Bilinmeyeni bilme,bulunmayanı görme,sevilmeyeni sahiplenme tarzı değişik duygularla hep başka kitaplara yönelmiştim...Var böyle bir huyum; Birisi veya bir şey çok pohpohlanıyorsa kesin bir kusuru vardır hissiyatı içindeyim?
Şüpheci miyim? Sağlamcı mıyım? Bilemedim?
Ama bu filmi izledikten sonra fikrimi değiştirdim.Bunca zaman ben bu görsel şölenden,bu zevkten kendimi nasıl mahrum ettim diye de,üzüldüm hatta.
Zor olacak ama kırmaya çalışacağım bu seçiciliğimi ve umarım ki tıpkı dün akşam ki gibi hayatıma renk ve heyecan katan tüm çeşnilere bulanacağım.

Konu çok ilginç değil belki? Bildik Vampir ve insan aşkı hikayesi...
Ama,
'ne anlattığın değil,neyi nasıl anlattığın önemlidir' tezinin ispatı bir filmdi izlediğimiz...
Çekim teknikleri,büyüleyici renkler,o soluk benizli,kırmızı dudaklı gel beni de ısır!çekiciliğinde ki makyajlar.Başarılı oyuncular...

Ve o oyuncuların içerisinde ki; baş kahramanımız Edward?

Allah sahibine bağışlasın derler ya hani...
İçin gider ama bir yandan da kendine gel! diye,yine iç sesinle uyanırsın?
Öyle bir şey işte...Soğuk,soluk ve yakışıklı.
Anlayamamıştım bu halimi?
Bir ara 'bu çocuk;Keanu Reeves'i andırıyor' dedi aşkım...
İşte o zaman anladım??TIK
O da beni anladı...
Güldük:)

Şimdi,devam filmleri sabırsızlıkla bekleniyor...Ama öncesinde yazarın alacakaranlık serisindeki kitapları okunacak elbette..Bekleyemem ben o kadar.

Kitabı okumadıysanız ve bu türlerden hoşlanıyorsanız okuyun...Ama filmi de mutlaka izleyin hayal gücünüze yetiştiğini fark edeceksiniz.

On yedi yaşındaki Isabella Swan babası Charlie ile birlikte yaşamak üzere küçük bir kasaba olan Forks, Washington’a taşınır. Burada yüz sekiz yaşında bir vampir olup, on yedi yaşında görünen gizemli sınıf arkadaşı Edward Cullen ile tanışır. Edward’ın ilk başlarda romantizmden uzak durmaya çalışmasına rağmen sonrasında birbirlerine aşık olurlar. Üç göçebe vampir James, Victoria ve Laurent geldiğinde Bella’nın hayatı tehlikeye girer ve Edward’ın ailesi Alice, Carlisle, Esme, Jasper, Emmett ve Rosalie onun hayatını çok geç olmadan kurtarmak için uğraşırlar.
(Bu da ISIRIK)

10 yorum:

SMİLENA dedi ki...

iclal aydını ben de çok severim ,o hüzünlü bakışlarına ve her yazdığına bayılıyorum.
banucum bulaşmayı bende çok istiyorum.ramazandan sonra muhakkak buluşalım.çok iyi olur...
çok öpüyorum

MAVİANNE dedi ki...

ben de filmi çok sevmiştim
kitaplarını okumadım
pek de düşünmüyorum okumayı
bakalım :)
ttail dönüşü sizleri görmek ne güzel

Adsız dedi ki...

ben de aynen senin gibi düşünüyorum şu çok tutulan ve pohpohlanan filmler hakkında. ıssız adam nasıl fos çıktı mesela. ama bişey söyliyim mi; genelde türk yapımları fos çıkıyor. böyle düşünmeme rağmen alacakaranlık filmini izlemeyi hiç düşünmedim bile. kitabını zaten okumadım. ama şimdi senin sayende birden ilgimi çekti. filmini izleyebilirim.

ve iclal aydın'ın yazdığı herbişey okumaya değer diye düşünüyorum.

cinar dedi ki...

İclal Aydın'ı çok sevmiyorum ama bu kitabından Benim Hayatım da bahsetmiş. Farz oldu :)
Filmi ben de beğenmiştim. Evet konu aşk aslında. Ama görünürde ne bir öpüşme var ne sevişme. Tam da dediğin gibi. Neyi değil nasıl anlattığın önemli. Kitaplarını okumak istiyorum o yüzden ben de. Bir tatile bakalım umarım :)
Edward'ı Harry Potter'dan biliyorum ben :) Ama orada bu kadar etkileyici değildi.

Pusulasız Hayat Kitap Sesleri dedi ki...

Alacakaranlık kitapları ile bu kış öğrencilerim sayesinde tanıştım. Hatta onlara dedim ki, ben size kitap önereceğime sizin önerilerinizi okuyorum.:)
Sonra yeğenimle filmi izledik çok beğendik. Ben aslında vampir hikayelerini sevmem ama bu seride farklı bir şeyler var, insana kendini zorla okutuyor.
Bu arada biraz eski ama eğer okumadı iseniz Marc Levy'nin "Keşke gerçek olsa" ve devamı " Sizi tekrar Görmek " romanlarını mutlaka öneririm size:))
Sevgilerimle...

Adsız dedi ki...

İclal aydının bu kıtabını haber verdıgın ıcın cok sagol.bende sıırlerı ses tonu ve gamzelerının hastasıyım.

GeCe dedi ki...

bende popüler şeylere senin gibi yaklaşıyorum nedense

aklıma yazdım önerilerini

Mehtap dedi ki...

İclal Aydının bu kitabını bende almak istiyorum.Önerilerini not ettim canım.teşekkür ediyorum.zuzuları ve seni çok öpüyorum

TUĞBA'NIN DÜNYASI dedi ki...

Merhabalar canım. Ben de bu film için ve daha doğrusu bu tarz popüler olmuş filmler için aynı senin gibi düşünürüm bazen. Ama ben de bu düşünceyi kırıp filmi izlediğimde çok sevdim. Niye daha evvel izlemedim ki dedim. Edward da aynen dediğin gibi yani heehe allah sahibine bağışlasın:)Filmde son derece enteresan bir tip. Bu da çekim gücünü arttırıyor. Bir ara o vampir benim bulsa beni ısır diye yalvarırdım herhalde diye düşünmedim değil hani:)ayrıca biz eşimle o vejetaryan vampir tiplemesine de bayıldık yahu sürekli onun böyle kalakalmış kendini kasan ifadesini taklit edip gülüyoruz:):)kitapları da okumak gerek haklısın. bu gidişimde kesin alacağım devamını zaten. Benden kocaman sevgiler. ayrıca yıldönümümüzü kutladığın için tekrar teşekkürler. Çok incesin:)sevgiler

zuzuların annesi dedi ki...

*Semra'cım aynı fikirdeyim,
yazışırız:)

*Mavi Anne bende sizi gördüğüme sevindim...Özleştik:)

*Sevgili Gülcan dene bence,çeşit iyidir.

*Sevgili Çınar aynen öyle. Anlamışsın anlatmak istediğimi. Edward'a gelince mümkünse hep filmdeki gibi soluk yüzlü,kırmızı dudaklı ve garip bakışlı olsun:))

*Sevgili Özlem,tavsiyelerini dikkate alacağım çok tşk.ederim.Sevgiler:)

*Bir şey değil Dolunay'cım:)

*Sevgili Gece ve Mehtap:)Sevgiler.

*İlahi Tuğba çok güldüm hakikaten:)vejeteryan vampir tabii yaa:)Sevgiler canım sana da:)